KİRALİTE ve TALİDOMİD FACİASI



Yeni yazımla beraberiz…
Enantiomer, izomerlik, R-S konfigürasyonu biz kimyacılar bu terimlere hiçte yabancı değiliz. Peki ya kiralite ?
Yazımın devamında; aslında uzak bir kavram olmadığını anlayacağız.


Breaking Bad ‘de 1.sezon 2.bölümde Walter White derste“chiral “ diye bir kavramdan bahsetmişti.



Öncelikle bu kavram nedir onu açıklayalım.

Chiral (kiral)
Bir ayna görüntüsü oluşturabilen veya bu ayna görüntüsüne sahip olan molekülleri tanımlamada kullanılır. Kimyada bu moleküllere enantiomer veya kiralite özelliği gösterir denmektedir.
Kiral Yunancada “ χειρ“(kheir) kelimesinden türemiş olup insan eli anlamına gelmektedir. Bir insanın sağ ve sol ellerinin aynı fakat zıt olması gibi bir diğerinin tam ayna görüntüsüdür.



Optikçe aktif her maddenin iki tane enantiomeri vardır. Birbirinin ayna görüntüsü olması aynı zamanda bunların konfigürasyonlarının da zıt yapıda olduğunu göstermektedir


Bunların adlandırılmasında R-S kuralı ya da Chan-Ingold-Prelog  denilen bir adlandırma sistemi kullanılır. Optik dönme açıları saat yönünde olan moleküller R konfigürasyonunda, saat yönünün tersinde olan moleküller ise S konfigürasyonu olarak adlandırılır.





Moleküllerin bu özelliği bazen çok büyük sorunlara hatta ölümlere yol açabilmiştir.Nasıl derseniz Breaking Bad ‘de yine aynı bölümde Walter  White öğrencilerine talidomid adlı ilacın etkilerinden bahsetmiş bu ilacı kullanan hamile kadınların sakat doğumlar meydana getirdiğini söylemişti.Dizide konu kısaca böyle işlenmişti.

Konuyu ayrıntılı olarak anlatmak gerekirse; talidomid ilacı 1954 yılında alman firması Chemie Grünenthal tarafından bulunmuştur. İlaç, gebeliğe bağlı bulantı ve kusmaların giderilmesine çare olarak sunulmuştu.1960 yılında 46 ülkeye daha ihraç edildi. Türkiye bu ülkeler arasında yoktur. Nedeni yazımın devamında olacak.

Bu ilacı pek çok hamile kadın kullanmış ta ki bir sorun çıkana kadar…

İlacı kullanan kadınlar uzuvları eksik çocuklar dünyaya getirmişti. Buna sebep olan neydi, neden sakat çocuklar doğmuştu?

1961 yılında Avustralya ve Almanya’dan iki doktor birbirinden bağımsız olarak yaptığı araştırmalar sonucu talidomid kullanımı ile doğumsal bozukluklar arasında bağlantı olduğunu açıklamıştır. Açıklamalarına göre; gebeliğin ilk üç ayında bu ilacı kullanan kadınların bebeklerinde ciddi doğumsal bozukluklar olduğu ortaya çıkmıştır. Bu doğumlar 10000 ‘in üzerindedir. Doğan çocukların pek çoğu hayatını kaybetmiştir.

Gelelim bu kadar trajedik bir olayın neden yaşandığına. Yukarıda da anlattığım gibi enantiyomerlik R-S kuralına göre yapılır. Fakat bu üretilen ilaçta, bir enantiyomerdi yani R ve S bölgeleri vardı.
R bölgesi ilacın fayda ettiği bölge yani ağrı kesici kısmıydı. S bölgesi ise hamilelikte kullanıldığında fetüsün gelişimini engelleyen teratojen kısmını içeriyordu.



Üretici firma bu olayı fark edemedi ya da yeterli seviyede testler uygulamadığı için bu facia kaçınılmaz oldu.
Böyle bir facianın Türkiye ‘yi es geçmesi şanstan çok bir deneyim becerisiydi.


Prof. Dr. Şükrü Kaymakçalan (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Kürsüsü) talidomid ilacı için yapılan deneylerin yeterli olmadığını bu sebeple ruhsat verilmemesi gerektiğini söylemiştir. Sağlık Bakanlığı ise bu uyarıyı ciddiye alarak ilaca ruhsat vermemiştir.

Geçmişte yapılmış hatalar günümüz koşullarında daha rahat yaşamamıza sebep olmuş gibi görünüyor.Sağlıklı koşullar için acaba  daha ne kadar insanın kobay olması gerekiyor, sorgulamak lazım.

kaynak: http://www.tfd.org.tr/uploads/file/bulten/114_2012_4.pdf


Yorumlar