Merhaba
Bugünkü
yazım uzun zamandır merak ettiğim ve herkesin ilgisini çektiğini düşündüğüm LSD
hakkında. Uzun zamandır diyorum çünkü ilk tanışmam üniversitede ki bir organik
kimya dersi olmuştu. Dersten sonra yaptığım ufak bir araştırma, maddenin dersteki
kadar masum olmadığını göstermişti bana. Hükümetlerin yaptığı gizli deneyler,
başarısız deneylerin sonucunda ölen insanlar, bu madde kullanılarak yapılan
suikastlar durumun ciddiyetini açıklıyor olsa gerek. Bu maddeyi Fringe
izleyenlerin de yakından tanıdığını düşünüyorum Dr. Bishop ‘ın o sürekli
bahsettiği meşhur bileşim. Fazla uzatmadan konuya girmek istiyorum.
LSD ‘ye Giriş
Liserjik
Asit Dietilamid kısaca LSD ya da LSD-25 olan, çavdar mahmuzundan elde edilen
liserjik asit alkoloidinin sentetik türevidir. Çavdar mahmuzu adından da
anlaşılacağı üzere çavdar ve benzeri tahıllarda parazit olarak yaşayan bir
mantar türüdür. Mantarda bulunan ergot alkoloidleri nörotransmitter
fonksiyonları etkileyerek merkezi sinir sistemi üzerinde zehirleyici etkilere
sahiptir. Bu özellikleri sebebiyle ergottan sentezlenen LSD, bilinen en güçlü
halüsinojenlerden biridir.
Elde Edilişi
LSD
genellikle, çavdar mahmuzundan elde
edilen liserjik asidin aktif formu ve dietilamin reaksiyonuyla sentezlenir.
Aktive edici reaktifler; fosforil klorür ve peptid bağlama aktive edicisidir.
Liserjik asit , liserjamit(liserjik asidin amitleri) in alkalin hidroliziyle
elde edilir.(moleküllerin yer
değiştirmesi)
Molekül Formülü: C20H25N3O
IUPAC İsmi: D-Lizerjik asit dietilamid veya: (6aR,9R)-N,N-dietil-7-metil-
4,6,6a,7,8,9-heksahidroindolo[4,3-fg]kuinolin-9-karboksamit
Bulunuşu
Büyük araştırma programının bir parçası olan ergot
alkoloidlerinin, tıbbi kullanımını ararken 16 Kasım 1938'de İsviçreli kimyager
Albert Hofmann Basel’deki Sandoz İlaç Firması'nın
laboratuarlarında LSD’yi ilk kez sentezledi. Bir süre boyunca LSD
üzerinde çalışmayı bırakan Hofmann 5 yıl sonra bu maddeyi tekrar incelemek
istedi. 16 Nisan 1943 de araştırma için LSD’yi yeniden sentezlerken çok küçük miktarı
kazayla parmak ucuna bulaşarak kanına nüfus eder Hofmann o dakikadan sonra
yaşadıklarını şöyle tanımlamıştır:
Hafif bir baş dönmesiyle birlikte belirgin bir huzursuzluk, son derece uyarılmış hayal gücüyle karakterize edilmiş tatsız olmayan bir sarhoşluğa daldım. Gözlerim kapalıyken bir rüyadaymış gibi hissettim. Gün ışığını son derece rahatsız edici buldum. Fantastik resimlerin akışını, yoğun olan olağanüstü şekilleri ve renklerin sürekli değişen oyununu kesintisiz algıladım. İki saat sonra ise bu durum gözden kayboldu.
Tarihi Bisiklet Günü
Albert Hofmann yaşadığı bu deneyimden sonra LSD’nin psikedelik
özelliklerinin farkına varır ve gerçek etkilerini öğrenmek için kontrollü bir
deney yapmaya karar verir. 3 gün sonra 19 Nisan 1943’ de hazırladığı LSD ‘den
0.25 miligramını(250 mikrogram) içer. Aldığı dozun eşik doz olduğunu düşünür
ama aslında bu miktar sadece 20 mikrogramdır.
LSD’yi içtikten bir saat sonra algılarında yoğun miktarda
değişiklikler olduğunu görür bu sebeple asistanından onu eve bırakmasını ister.
Savaş kısıtlamaları nedeniyle motorlu araçların kullanımı yasaktı bu yüzden
bisiklete binmişlerdi. Yoldayken Hofmann daha da kötüleşti, kaygı duyguları
iyice artmıştı. Delirdiğini hissediyordu. LSD her dakika onu zehirliyordu. Eve
vardığında gözbebeklerinin irileşmesi dışında hiçbir fiziksel anormallik
gözükmüyordu.
Hofmann daha sonra ‘’Bisiklet Günü’’ olarak anılacak o gün,
tarihin ilk LSD trip ini (halüsinojen maddenin etkisi altında olma durumu)
yaşamıştı. Yıllar sonra LSD’yle deneyimlerini, kaleme aldığı ‘’My Problem
Child’’ adlı kitabında yaşadığı duyguları şu şekilde anlatmıştı:
19 Nisan 1943 Pazartesi günü saat 16.00’da Lysergic Acid Diethylamide Tartarat’ın %0,5 santimetre küp 0,25 miligram LSD içeren tatsız, yavan sıvıyı içtim. Saat 17.00’da baş dönmesi, endişe, kaygı ve tedirginlik başladı. Görmem bozuldu, düşüncelerim dağıldı, içimden gülme isteği geliyor, anlamlı konuşmak için büyük çaba sarf ediyorum, görme alanım sanki karşımda, eşyaların biçimi değişiyor, çevremi lunaparklarda olduğu gibi olağanüstü görüyorum. Bir süre sonra bunların hepsi geçti. Bütün bunları hatırlıyorum, baş dönmesi, görme bozuklukları, çevredeki eşyaların acayip gülünç ve kaba şekilleri... Renkli yüzler belirdi. Belirli bir tedirginlik vardı. Aralıklı olarak başımın, ayaklarımın ve bütün gövdemin ağırlığını duyuyorum, sanki madenle doldurulmuş gibi. Ayaklarda kramplar oluyor... Ellerde soğukluk ve sanki eriyip gidiyormuş gibi bir duygu var. Ağzımda maden tadında bir kuruluk, boğazda sıkışma, korku ve endişe, bilinçte bulanıklık... Bu arada içinde bulunduğun koşullarla gerçek arasında ayrım güçlüğünden doğan bir karışıklık. LSD’yi aldıktan altı saat sonra eski durumuma döndüm. Ancak ufak tefek görme bozuklukları kaldı. Her şey sallanıyor, eşyaların boyutları değişiyor. Sanki onların dalgalanan sudaki yansımasını izliyorum. Üstelik bütün eşyalar hoş olmayan görünümler kazanıyor. Renkler durmadan değişiyor. Yeşil ve mavi renkler üstünlük kazanıyor. Gözlerimi kapayınca fantastik, gerçekdışı biçimler görüyorum. Dikkati çeken bir nokta bütün seslerin gözüme yansıması ve türlü biçimlere dönüşmesi... Her ses, renk bir sanrıya dönüşüyor. Bunlar renk ve gölge olarak sürekli değişiyor. LSD’yi aldıktan sekiz, on saat sonra şiddetli bir uyku bastırdı. Ertesi gün biraz yorgun kalktım.Albert Hofmann 1943
LSD Beyni Nasıl Etkiler
Yapılan araştırmalarda LSD’nin beynin
ön korteksteki hücrelerde bulunan Serotonin 2 A (5- HT2A)denilen bir
beyin reseptörünü harekete geçirdiği tespit edilmiştir. Bu reseptör
çevremizdeki gerçeklikleri görmemize ve kavramamıza yarayan sinirsel
hesaplamaları kontrol eder. Serotonin bir nörotransmitterdir. Beyinle sinir
hücreleri arasındaki sinyal geçişini sağlar. Algı, duygular, iştah ve uyku onun
iniş çıkışlarından etkilenir. LSD’nin kimyasal yapısı serotonine çok benzer.
Tıpkı bir anahtar gibi yuvaya oturarak serotonin reseptörlerini açar ve
faaliyetlerini uyarmış olur.
Vücuda Etkileri
LSD nin
etkileri fiziksel olarak çok azdır ama ruhani etkileri oldukça çarpıcıdır. LSD
kullanan kişilerde genelde iki çeşit trip rastlanır. Bu yolculuklar iyi veya
kötü sonlanabilir. Kişi ilk kez kullanıyorsa genelde paniğe kapılır ve saatler
süren bir cehennem yaşar. Ayrıca mutsuz insanların kullanması da ilk kez olsun
olmasın kötü tripe yol açtığı bilinmektedir.
Fiziksel
Etkileri
- Göz bebeklerinin büyümesi
- Yüksek vücut sıcaklığı
- Terleme veya titreme
- İştah kaybı
- Uykusuzluk
- Ağız kuruluğu
- Çarpıntı
- Kan basıncının yükselmesi
Ruh
Etkileri
- Hayal görme
- Görsel halüsinasyonlar
- Yapay öfori duygusu
- Zaman hissinin kaybolması
- Bozulmuş derinlik algısı
- Bozulmuş zaman algısı
- Nesnelerin şekilleri, boyutları, hareketleri, rengi ve kişinin kendi görüntüsünde bozulma
- Şiddetli dehşet verici düşünceler ve hisler
- Kontrolünü kaybetme korkusu
- Panik ataklar
- Geçmişe dönüş, sık sık alındıktan sonra LSD tribinin yinelenmesi
- Şiddetli depresyon ve ruhsal denge bozukluğu
Gibi durumlar LSD kullanımında görülebilecek başlıca sonuçlardır.
Uzmanlar yapılan araştırmalar sonucunda LSD kullanıcılarının
şiddetli patlamalara ve garip davranışlara eğilimleri olduğu ortaya çıkmıştır.
Uçacaklarına inanarak binaların tepelerinden atlayabilir. Kör olana kadar
güneşe bakabilir, gözlerini yuvalarından çıkarabilir ve hatta cinayet
işleyebilirler. Ayrıca, 1 gram LSD 10.000 doz için yeterlidir. Bir toplu iğne
başı kadar LSD; kullanan şahsın kendisinden geçmesini sağlaması için
yeterlidir.
kaynakça:
Hayatımda lsd hakkında okuduğum en ya nlış ve hiç bir dayanağı olmayan yorumlar ile dolu bir yazı
YanıtlaSilElinize sağlık.
YanıtlaSil